SİRKÜLER: 2008/131                       21.11.2008  

 

Konu: 3 No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği İle Yapılan Düzenlemeler

21.11.2008 Tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 3 Seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile kurumlar vergisi uygulaması ile ilgili bazı değişiklikler yapıldı. Yapılan bu uygulama değişikliklerini aşağıda özetlemeye çalıştık:

1- Tasınmazlar ve istirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satıs kazancı istisnası ile ilgili düzenleme

Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6/e maddesi uyarınca, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmı vergiden istisna edilmiştir.
Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır.
3 No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ ile yapılan düzenleme ile anılan istisnadan geçici vergi dönemleri itibarıyla da yararlanılmasının mümkün olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.
Ayrıca tebliğde yapılan yeni düzenleme ile fon hesabına alınma işleminin, satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerektiği konusuna da açıklık getirilmiştir. Aksi takdirde istisnadan yararlanmak mümkün olmayacaktır. Buna göre, istisnadan yararlanacak olan kazanç tutarı, satışın yapıldığı dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnadan yararlanılabilecektir.

 

 

2- Ar-Ge İndirimlerinin uygulanması ile ilgili düzenleme

Bilindiği üzere kurumlar vergisi mükellefleri, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri  münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 100’ü oranında hesaplanan tutarı kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde indirim olarak dikkate alabilmektedirler.

Bu indirimin uygulanabilmesi için gerekli şartlar da 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel tebliği’nin 10.2’nci bölümünde açıklanmıştır. 3 no.lu Genel Tebliğ ile getirilen yeni düzenleme ise Ar-Ge projesi ile ilgili olarak istenecek belgelerle ilgilidir. İndirimin uygulanabilmesi için gerekli olan Yeminli Mali Müşavirlik raporu yanında istenen Tübitak’tan alınan destek yazısının istenilmesi zorunluluğuna son verilmiştir.

Ayrıca süre içinde başvurusu yapılmamış olsa bile projeler ile ilgili olarak, çalışmalara başlanıp harcama yapılmakla birlikte projenin herhangi bir aşamasında başvuruda bulunulması ve uygun bulunması halinde, başvuru tarihinin içinde bulunduğu geçici vergilendirme döneminin başlangıcından itibaren yapılan Ar-Ge harcamaları Ar-Ge indiriminden yararlanılmasına imkan tanınmıştır.

3- Rüsvetlerinde Kanunen kabul edilmeyen gider olduğu net olarak ifade edilmistir
Kanunen yasaklanmış fiiller nedeniyle katlanılan giderler ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili giderler niteliğinde olmadığından, bu giderlerin gelir ve kurum kazancından indirilmesi mümkün olmadığı dolayısıyla da rüşvet ve rüşvet ile ilgili her türlü gider, vergiye tabi ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmayacağı açık olarak ifade edilmiştir.
3- Transfer fiyatlandırmasında hazine şartı zararı tebliğe de eklenmiştir.

Bilindiği gibi 2008 yılı içerisinde Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı gerekçesiyle vergi tarhiyatı yapılabilmesi hazine şartına bağlanmıştı. 3 no.lu kurumlar vergisi ile bu konu tebliğde de açıklama bulmuştur. Buna öre tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir

4- Dar Mükellefiyette vergi kesintisi ile ilgili düzenlemeler

Bilindiği gibi Kurumlar Vergisi Kanunumuzun 30’ncu maddesine göre dar mükellef kurumlara (yani kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayan kurumlar) belli kazançları sağlayan kurumların bu kazançlar üzerinden vergi kesintisi yapmaları gerekmektedir.
3 No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde bu konuda yapılan düzenleme ile dar mükellef kurumların ticari ve zirai kazançları üzerinden kesinti yapılmayacağı konusu tekrar vurgulanmış ve dar mükellefiyete tabi kurumlar, hak ediş ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılan birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinden elde ettikleri kazançlarını kurumlar vergisi beyannameleri ile beyan etmeleri  gerektiği tekrar vurgulanmıştır.


5- Dernek Ve Vakıflarla ilgili düzenlemeler

Bilindiği gibi Kurumlar Vergisi Kanunu’na 5766 sayılı Kanunla eklenen Geçici 2’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendiyle, 1/1/2008 - 31/12/2015 tarihleri arasında uygulanmak üzere, dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar dolayısıyla iktisadi işletme oluşmayacağı hüküm altına alınmıştır.

3 No.lu tebliğde bu konuda da açıklamalar yapılmış dernek veya vakıflar ile vergi uygulamalarında dernek veya vakıf olarak değerlendirilen kurum ve kuruluşların elde ettikleri gelirlerin münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş;

- Taşınmaz kira gelirlerinden,
- Menkul kıymet alım satım gelirlerinden,
- Menkul kıymetlerin elde tutulması ile itfasından elde edilen gelirlerden ibaret olması halinde, elde edilen bu gelirler dolayısıyla, 1/1/2008 - 31/12/2015 tarihleri arasında dernek veya vakfa bağlı iktisadi işletme oluşmayacağından, bu süre zarfında anılan gelirler nedeniyle dernek veya vakıf adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyeceği ifade edilmiştir.
Bu düzenleme gereği vergi kesintileri dernek veya vakıflar açısından nihai vergileme niteliğinde olacaktır.

3 No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin tam metni yazımız ekindedir.